19 Haziran 2012 Salı



TANIŞMA

                 Ve toprak ruhla tanıştı…
İlk tanışmaların verdiği terreddütle süzdü ruh,  kıyafetini. Özgürlüğü mü  kısıtlanacaktı şimdi? Sadece o uykudayken, ondan habersiz uçabilecekti, biliyordu.
Bu duruma ne kadar katlanabilecekti , bilmiyordu. Bilinmezliklerin tuhaflığı vardı üstünde ve üflendi…
                 Dünya insanla tanıştı…
Alimler, cahiller, zenginler, fakirler, savaşlar, barışlar, akıllılar, deliler, felaketler, ferahlıklar; dünya ve insanın birleşmesinden doğan çocukların sadece bir kısmıydı. Dünya üzerinde her biri bir yana dağılan bu çocuklar, daha sonra birbirlerini asla bulamayacaklardı. Dünya ve insan bu çelişkiler,zıtlıklar sayesinde yaşayabilecekti. “Siyah ve beyaz” oldukça, dünya ve insan da olacaktı…
                  Ve yeryüzü kanla tanıştı…
Yeryüzünün kanla ilk randevusunu fırsat bilip, meydanı boş bulan kötülük kendi krallığını kurmuştu bile. Artık her şey için çok geçti. Dökülen kan yeryüzünün her yerine sıçradı. Ruh kıyafetini çıkarmak istiyor, çıkaramıyordu. Elini kana bir kere bulamıştı çünkü…
                  Aradan asırlar geçti…
 Dünya ve insanın ahbaplığı devam ederken, ruh özgürlük mücadelesini elden bırakmaya hiç de niyetli değildi. İşte tam da böyle bir zamanda dünya küçülmeye başladı. Dünyanın küçüldüğünü gören insan da boş durur mu;o da küçüldükçe küçüldü. Nihayet dünya o kadar küçüldü ki bir “köy” kadar oldu.Farklılık kavramı unutulalı nerdeyse bir asır olmuştu ki siyah ve bayaz birbirlerinin içinde yavaş yavaş eriyip yok olmaya, yerlerini “gri” ye bırakmaya başladılar.
                  Ve ruh maviyle, ceset toprakla tanıştı…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder