Derviş Meseli
derviş diz değiştirdi yeniden,
“say ki deniz değiştiriyor”
diye geçirdi şeyh içinden.
“şeyhim” dedi derviş dudaklarını
kıpırdatmadan, “buğday karıncaya
değil de, karınca buğdaya yük
olduğunda, ne yapılmak gerekir.”
tesbihinin iri tanelerini, iri
göşyaşı damlaları halinde
yüreğine doğru çeken şeyh,
“dervişiyle sınanmak bu
olsa zahir” diye geçirdi içinden,
ardından da, “biz bu posta yük
olsak gerek” dedi.
derviş diz değiştirdi yeniden
şeyh, sakalındaki çengelli iğnelere
üşenmeden, gelip çöktü ırmağın
kıyısına, “müridim” dedi, “irşad eder
misin beni de.”
derviş dizinde göveren cılk
yaralara aldırmadan ve gözlerini
şeyh’inin ayak ucundan kaldırmadan
içindeki ırmağa baktı,
içindeki ırmağı,
şeyh’inin yüreğine
bıraktı
Sefa Kaplan
şeyh, sakalındaki çengelli iğnelere
üşenmeden, gelip çöktü ırmağın
kıyısına, “müridim” dedi, “irşad eder
misin beni de.”
derviş dizinde göveren cılk
yaralara aldırmadan ve gözlerini
şeyh’inin ayak ucundan kaldırmadan
içindeki ırmağa baktı,
içindeki ırmağı,
şeyh’inin yüreğine
bıraktı
Sefa Kaplan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder